6 Şubat 2008 Çarşamba

ANTALYA

YİVLİ MİNARE: Yivli Minare Antalya'daki ilk islam yapılarındandır. XIII. yüzyıla ait bir Selçuklu eseridir. Kaidesi kesme taştandır. Gövde kısmı tuğla ve firuze renkli çinilerden yapılmıştır. 8 Yivlidir. Minare günümüzde Antalya kentinin sembolü durumuna gelmiştir. Yüksekliği 38 m. olup 90 basamaklı bir merdiven ile çıkılmaktadır.






KALEİÇİ VE YAT LİMANI: Deniz ve kara surları tarafından kuşatılan kent merkezine bugün "Kale İçi" denmektedir. Kale İçi'nin sokakları ve yapıları Antalya tarihinin izlerini günümüze kadar getirmektedir. Eski evlerin önemi sadece mimari açıdan değil, aynı zamanda insanların yaşam şekli, davranışları, gelenekleri ve sosyal yönleri konusunda da çok yararlı bilgiler aktarmaktadır.
Kale İçi'nin sokakları dardır. Çoğunlukla limandan yukarılara doğru, dış surlar yönünde uzanırlar. Evler sahiplerinin ekonomik güçleri ve kullanılış amaçlarına göre farlılık gösterebilmektedir. Fakat ortak özellikleri çoktur. Genellikle yığma taştan ve ağaç bağlantılı olarak yapılmışlardır. Hepsinin bir sokak cephesi ve bir de sokak görmeyen bahçesi bulunur. Sokağa bakan yüzde, ilk katta çok az pencere vardır. Üst katta ise "Cumba" denilen ve hem ev, hem de sokak mimarisine uygun olarak yapılmış çıkmalar vardır. Bu çıkmalar ağaç süslemelerle bezenmiştir. Evlerin merkezini, zemin katta, bahçeye açılan ve taş zeminli "Taşlık"lar oluşturur. Bu taşlıklarda ağaçtan dinlenme kanepeleri vardır. Buralardan zemin kattaki odalara geçilebildiği gibi, üst kata da bir merdivenle ulaşılır. Zemin kat evin daha çok hizmet bölümüdür. Depo, mutfak gibi görevi olan odalar buradadır. Üst kat ise yaşam içindir. Üst katın odalarının pencereleri daha büyük olduğundan dolayı daha aydınlıktır. Çoğunlukla bu odalarda üst üste iki sıra pencere vardır. Üst pencereler camsız olup ağaç kafeslerden oluşmakta, alt pencereler açılıp kapanabilir türdendir. Cumbaların üst pencerelerinde küçük boyutta ve genellikle renkli camlar bulunur. Kale içinde birçok ev aslına uygun restore edilmiştir. Kale içi günümüzde, eğlence yerlerinin, pansiyonların, restoranların, hediyelik eşya satan dükkanların ve antika halı satan mağazaların bulunduğu eşsiz güzellikte bir turizm merkezi olmuştur.
Antalya limanı bir zamanlar Türkiye'nin güney kıyısında Mersin'den sonra gemilerin yanaşabileceği ikinci limandı. Bu gün ise bu limandan sadece yatlar yararlanmaktadır. Kentin batısında yapılan Endüstri Limanı'nın çalışmaya başlaması ile eski limanın adı "Yat Limanı" olarak değişmiştir.

SAAT KULESİ: Saat Kulesi, şehrin merkezindeki, kale Kapısı mevkiinde, dış surlar üzerinde yer alır. Kim tarafından ve ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Bununla birlikte, 1941 yılında yayınlanan R.M.Riefstahl’ın kitabındaki saat kulesi ile ilgili resimde, kulenin soğanbaşı şeklindeki barok dönem özellikli kubbesinden, II.Abdülhamid döneminde yapılmış olabileceği tahmin edilmektedir. Kalın kare sur kütlesi üzerinde yükselen Saat Kulesi, kare gövdelidir. Gövdenin altında bir, üzerinde üç sıra silme bulunur. Bu silmeler arasında dört cephede birer saat kadranı yer alır. En üstteki iki silme arasında ise, ortada büyük, iki yanda küçük sivri kemerli penceresi bulunmaktadır. Bunun üzerinde de dendanlı bir üst örtü vardır. Eskiden bu örtü soğanbaşı şeklinde kubbe idi. Bugün saat kadranları ve saatleri, elektronik saat takılarak yenilenmiştir. Eski saat mekanizmasından sadece çanı kalmıştır. Çan üzerinde, çarmıhta Hz.İsa, orans şeklinde Hz.Meryem ve bir aziz kabartması ile Grekçe yazılar yer almaktadır.



ÜÇ KAPILAR ( Hadrianus Kapısı) : Zamanımıza kadar yanlarındaki iki kule ile sağlam kalan tek kapı Üçkapılar veya diğer adı ile Hadrianus Kapısı olup, Pamphylia'nın en güzel kapısıdır. M.S. 130 yılında imparator Hadrianus'un Antalya'ya gelişi onuruna yapılan kapı, sütunları hariç, tamamen beyaz mermerden yapılmıştır. Oyma ve kabartmaları olağanüstüdür.


KONYAALTI PLAJI: Antalya'nın 3 km. batısında, yaklaşık 1.5 km. uzunluğunda kum çakıl karışımı bir plajdır. Belediyenin yaptırıp işletmeye açtığı halka açık plaj tesisleriyle yeme, içme ihtiyacına cevap verebilecek gazinolar, pansiyonlar ve oteller vardır.


AŞAĞIDÜDEN ŞELALESİ: Larayolu üzerinde, Karpuzkaldıran Plajı yakınlarında, şehir merkezine 8 km uzaklıktadır.Düden çayının yaklaşık 40 m yüksekliğindeki bir falezden su bulutu halinde denize dökülmesi ile oluşan muhteşem güzellikteki bir şelaledir. Hemen yanında bulunan "Gençlik Parkı"ndan veya herhangi bir deniz aracındayken denizden bakıldığında manzara; insanı rahatlatan, dinlendiren bir tablo gibidir.


DÜDEN ŞELALESİ: Antalya' ya yaklaşık 7 km mesafede cennetten akan bir doğa harikasıdır. Düden Şelalesi Antalya'nın en güzel şelalelerinden biridir.
Dünyanın dörtbir yerinden Düden Şelalesini görmek için turistler akın akın Antalya'ya gelmektedir. Şelalede birde mağara vardır.Bu mağara şelaleyi daha güzel yapıyor.Düden Şelalesi 10 Km sonra başka bir güzelliği daha Lara'dan Akdenize dökülerek bir kez daha insalara güzelliğini göstermektedir.
Düden Şelalesi'nin suyunun geçtiği her yerede hayat vermektedir... Ama değişen dünya şartları ve küresel ısınmanın yaptığı etkilerle düden şelalesinin güzelliği ve cazibesini kaybetmektedir. bu durum türkiye'nin önemli turistik yerlerini kaybetmesi demektir.


KURŞUNLU ŞELALESİ, Antalya Mersin karayolunun 24 kilometresinden sola dönülerek 7 km devam edildiğinde ulaşılan bir Şelaledir.
Kurşunlu Şelalesi'ne su 18 metre yükseklikten dökülmekte ve küçük şelaleciklerle 7 adet küçük gölet birbirine bağlanmaktadır. Kurşunlu Şelalesi 2 kilometrelik bir kanyonun içnde kalmaktadır. Bu alan 1986 yılında park haline getirilerek ziyarete açılmıştır. Şelale ve piknik yeri 33 hektarlık bir alanı kaplamaktadır. Piknik alanı içinde; manzara seyir teraslan, çocuk parkı, restoran, otopark, gezinti patikaları, içme suyu, tuvalet vardır. Ulaşım, belediye otobüsleri ve minibüslerle sağlanabilmektedir. 1991 yılında emekli cumhurbaskanı Kenan Evren'in tesvikleriyle milli parklar arasına girmiştir. "şelale çok yönlü olmakla beraber "bitki tüneli ve 200 yıllık su değirmeni "Antalya'da görülmeden geçilmemesi gereken yerler arasına Kurşunlu Şelalesi'ni de katıyor.Antalya'ya gelipte görmeden gitmeyin sakın.Pişman olursunuuz.Manzara mükemmel ,ortam mükemmel doğa sanatını konuşturmuş gerçektende.



GÜVER UÇURUMU: Güver Uçurumu Antalya-Korkuteli yolu üzerinde Antalya'ya 8-9 km uzaklıktaki Düzlerçamı bölgesinde bulunan bir kanyon. 115m derinliğinde ve 1 milyon yıllık bir kanyon olduğu söyleniyor. Kanyonun içinden akan çay, Konyaaltı'nda Boğa Çayı olarak denize dökülüyor. Bence Antalya'da turizm açısından yeterince iyi değerlendirilemeyen bir yer burası. Mesela Konyaaltı, Olimpos desen Türkiye'de çoğu insan bilir, ama Antalya'ya defalarca gelip gitmiş olan çoğu insan bu doğa harikası kanyonu hiç duymamıştır. Bunda, kanyonun turizme kazandırılması için herhangi bir şey yapılmamış olmasının rolü büyük. Kanyona sadece üst tarafından bakabiliyorsunuz, içinde yürüme,gezme şansınız yok çünkü yol yok(kendin dağdan, taştan uzun bir yol yürüyerek gidersin, o ayrı). Mesela Fethiye'deki Saklıkent Vadisi gibi içinde patikalar yapılabilir ve insanlar bu 115m derinliğindeki kanyonun içinde yürüyebilirler. Bu şekilde oldukça turist çeker diye düşünüyorum.

Hiç yorum yok: